Merhaba ben İstanbuldan Merve. Şuan 22 yaşındayım ve Nişanlımdan ayrıldım. İlk kez bundan 8 ay önce Nişanlımla birlikte oldum, yani seks yaptım. Her nekadar, ‘Evlenmeden önce olmaz ’ diye direttiysem de, Nişanlım, “Nasıl olsa evleneceğiz.” diye kandırdı beni ve önce arkamdan yaptı. Bu yaklaşık 2 ay süreyle devam etti, her yalnız kaldığımızda arkamdan sikiyordu. Sonra bir seferinde, yine beni domaltmış, götümü sikerken, “Artık sabredemiyorum!” dedi ve beni zorla amımdan sikti. ‘Artık olan oldu, yapacak birşey yok’ diyerek, Nişanlımla yaklaşık 6 ay kadar amdan götten sikiştik. Ve sonunda en korktuğum şey başıma geldi, Nişanlım nişanı bozdu ve benden ayrıldı. Artık ne yapacağımı bilmiyordum. Bunu ilk günler çok sorun yapıyordum, beni kim ister artık diye. Çok tutucu bir ailenin kızıydım, bakire olmadığımı ailem duysa kalp krizinden giderlerdi kesin. Dünyam kararmıştı.
Hayata küsmüş bir halde günlerim geçiyordu. Bu durumum taa ki bizim mahallede marketi olan Tayfun’la konuşana kadar devam etti. Tayfun evli ve bir çocuk babasıydı. Onunla ben nişanlı olduğum zamanlardan beri devamlı bakışıyorduk ve devamlı ondan alısverişe gidiyordum. Onun benden hoşlandığından adım gibi emindim. Bir seferinde alışveriş yaparken, “Otur sana kola ısmarlayım, moralin bozuk gibi duruyorsun…” dedi. Normalde yapmam ama, nedense o anda, “Tamam.” dedim ve oturdum. Dolaptan bana kola açtı, kendisine de bira. “Anlat bakalım ne derdin?” var dedi. Artık burnuma kadar gelmişti, içimden herşeyi anlatmak geldi ve anlattım. Nişanlımın beni terkettiğini, fakat asıl sorunun bu olmadığını, asıl sorunumun çok büyük bir sorun olduğunu söyleyince, “Anladım…” dedi. “Nerden bileceksin ki, de anladım diyorsun?” dedim. “Tahmin edebiliyorum…” dedi. “Ne tahmin ediyorsun peki?” diye sordum. O da, “Nişanlın seni bozdu, öyle değil mi?” dedi. Ben cevap veremedim, sadece kafamı öne eğdim…
Nedense halime çok üzülmüştü, “Nişanlılığın ve gençliğin heyecanını iyi bilirim, bizde nişanlıydık bir dönem, sabretmek çok zordur, ama sende de suç var, madem dayanmıyordunuz anal seks yapsaydınız ya!” dedi. Ben utancımdan renkten renge giriyordum, yine hiç ses çıkarmadan başımı öne eğdim. Suskunluğuma bakarak onu da tahmin etmesi zor olmadı, “Demek hem önden, hem arkadan verdin ha?” dedi. Bir iki dakika ikmiz de hiç konuşmadan oturduk öylece. Sonra, “Neyse, dünyanın sonu değil ya, takma kafana!” dedi ve elini omuzuma attı, saçlarımı okşadı, teselli etmeye çalıştı beni. Ben gözyaşlarıma hakim olamadım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. “Şşşşt, hey, ne oluyor? Saçmalama! Gözyaşlarına yazık! Değmez be güzelim…” diyerek, yanaklarımdan süzülen damlaları sildi ve bana iyice sokuldu. Ben de başımı göğsüne yasladım, hıçkırığımı dindirmeye çalıştım. Başımı kaldırdı, eliyle ağzımı yüzümü sildi, “Ağlama artık, hiç yakışıyor mu senin gibi güzel bir kıza ağlamak!” dedi, yanaklarımı okşadı.
Demin yüzüne bakamıyordum, ama o anda göz göze geldik. Birkaç saniye bakıştıktan sonra dudaklarımız birleşti. Herşeyi unuttuk, başladık deli gibi öpüşmeye. Öyle ateşli öpüşüyorduk ki, çıldırmış gibiydik. Birkaç dakika öpüştükten sonra aniden durdu, ve sağa sola bakmaya başladı. “Ne oldu?” diye sorduğumda, “Hiç, dükkana her an müşteri girebilir…” dedi. O anda kaltım, “Ben de gideyim artık…” dedim, ayaklandım. Ama ayaklarım gitmek istemiyordu. O da benim gitmemi istemiyordu, “Yarın aşkam gelebilirmisin?” dedi. “Bir bakayım, fırsat bulabilirsem gelirim…” dedim ve ayrıldım dükkandan.
Aradan birkaç gün geçti, fırsat bulup gidememiştim. Aklımdan çıkmıyordu birtürlü. Bir akşam evdekilerden ‘Bir kız arkadaşımla sinemaya gidecem’ diye izin aldım. Tam dükkanı kapatacağı sırada gittim yanına. Pancurları kapattık, ışıkları da söndürdük. Başladık ayakta öpüşmeye. Öpüşerek benim üstümdeki gömleği çıkardı. Altımda pantolonum kalmıştı. Zaten göğüslerimin hiç aklından çıkmadığını söyledi ve südyenimi de çıkartarak memelerimi yalamaya başladı. Müthiş zevk alıyordum, duyduğum heyecan ise tarif edilemezdi. Ben de onun üstündeki Tişörtü çıkartarak sevişmeye başladık…
Derken pantolonunu çıkardı, külotla kaldı. Sonra külodundan o kocaman sikini çıkardığında şöyle bir yutkundum. Büyüklüğüne şaşırmıştım, Nişanlımınkinden sonra ilk kez bir yarak görmüştüm ve Nişanlımınkinden çok daha büyüktü. Elimi tutarak sikine götürdü. Sikini elime aldım ve oynamaya başladım. O da o esnada benim pantolonumu çıkardı. Külodumun üstünden amımı okşuyordu. Amım zaten felaket sulanmıştı, O okşadıkça daha çok ateşleniyordum. Bana yalvarıyordu sikini ağzıma almam için. Daha fazla ızdırap çekmesine gönlüm razı olmadı ve önüne çömelerek sikini aldım ağzıma. Siki sıcacıktı. Tadı da çok güzeldi, emdikçe emesim geliyordu. Başımı iki elinin arasına alarak ileri geri yapmaya başladı. Bazen çok sokuyordu ve nefes alamıyordum, kusacak gibi oluyordum, biraz durup yeniden sokuyordu ağzıma…
Ben ağzıma boşalacak diye beklerken, bana, “Kalk, ellerinle tezgaha dayan!” dedi. Kalktım ellerimle tezgahtan tutundum. Belimden bastırarak öne eğilmemi sağladıktan sonra arkadan bacaklarımı ayırdı. Ben ne yapacak diye beklerken, külodumu aşağıya sıyırdı ve çıkardı. Sonra da elleriyle götümün yanaklarını ayırdı ve amımı yalamaya başladı. Parmaklarıyla amımın dudaklarını aralıyor, dilini sokuyordu amımdan içeri. Dilini amımda ileri geri hareket ettirirken, arada sırada burnunu da götümün deliğine değdirip kokluyordu. Dizlerim titremeye ve amımın suları ağzına akmaya başladı. Adeta yalvarırcasına, “Hadi sikini sok! Sik beni!” diye inlemeye başladım. Yarağını eliyle tutarak, amıma aşağı yukarı birkaç kez sürttükten sonra, yavaş yavaş kaydırarak amıma sokmaya başladı. Belimden tutup, sikinin hepsini amıma sokunca heyecandan ölecem sandım. Ve başladı amıma sokup çıkarmaya. Çok geçmeden ben birkez daha boşaldım, ama O durmuyordu, beni sikmeye devam ediyordu.
Birkaç dakika sonra iyice yavaşladı, sanki boşalacak gibiydi. Sikini amımdan yavaşça çıkardı ve tam kuyruk sokumumun çatalına denk getirerek boşaldı. Döllerinin bir kısmını belimde hissedebiliyordum, ama büyük bir kısmı belimden aşağı süzülerek götümün deliğine akıyordu. Bir eliyle götümün yanaklarını aralayıp, öteki eliyle dölleri göt deliğime yediriyordu. Sonra sikinin başını götümün deliğine dayadı ve birden yüklendi. Hayret, siki halen sertti. Nişanlıma o kadar götten verdiğim halde sanki ilk defa götüm sikiliyor gibi acı ve heyecan hissettim. Üstüme biraz daha abanarak sonuna kadar sokmuştu sikini götüme. Bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Nihayet gidip gelmeye başladığında derin bir nefes almıştım. Nişanlım nezaman götümü sikse çok geçmeden boşalırdı. Bu da kısa sürecek diye rahatlamıştım. Ama öyle olmadı, tam yarım saate yakın sikti götümü! Sonra da kükremeye benzer bir sesle boşaldı götüme ve yığıldı kaldı üstüme…
Siki içimde küçülüp kendiliğinden götümden çıkana kadar ikimizde bir süre hareketsiz kaldık. Sonra raftan bir selpak mendil açıp, belimi, götümün deliğini ve amımı sildi. Kendi sikini de sildi ve üzerimizi giyindik, öpüşmeye başladık. Bana, “Harikasın aşkım, seni seviyorum, amın da götünde tazecik ve daracık, sanki hiç sikilmemiş gibi, hiç böyle ilik gibi kız bırakılır mı, o lavuk Nişanlına minnettarım senden ayrıldığı ve seni bana bıraktığı için, bundan sonra ikinci karımsın, hiçbir zaman ayrılmayacağız… diyordu. Evliydi, birde çocuğu vardı, ama olsun, tüm üzüntülerimi almış ve kendimi sanki gerdekte gibi hissettirmişti bana. Bir kadına nasıl davranılacağını çok iyi biliyordu. Yeri geldiğinde nazik, yumuşak ve şefkatli oluyor, yeri geldiğinde de sertleşmesini, hoyrat davranmasını biliyor ve kendimi tam anlamıyla kadın gibi hissetmemi sağlıyor, beni mutlu ediyordu. Onu seviyorum…
Artık onunla fırsat buldukça sikişiyoruz. Ve artık, yok Nişanlımdan ayrıldım, yok bakire değilim, yok beni kimse istemez diye takıntım kalmadı. Seviyor ve seviliyorum. Ama asla benim yüzümden yuvasının yıkılmasını da istemem, karısına ve çocuğuna yazık olur. Tek üzüntüm, keşke evli olmasaydı da benlen evlenseydi diye…
Bakire değilim diye sorun etmeyin, hayat güzeldir!
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.